Menu

Pages

Kur'an kadınların dövülmesini mi emretmektedir ? (Nisa 34)

Sorunun Detayı:


İslam kadınları 2. sınıf insan olarak gördüğü için erkeklere kadınları dövme hakkı verir. Nisa suresinin 34. ayetinde erkeğin kadını dövebileceği yazıyor.


Cevap:


Ateistler tarafından en çok eleştirilen konulardan birisi de kuşkusuz kadınları dövme meselesidir. İslam gerçektende kadınların dövülmesini emrediyor mu ?

Nisa suresinin 34. ayetinde geçimsizlik durumunda ne yapılması gerektiği açıklanıyor. Bu ayeti iyi analiz edebilmek için öncelikle ayetteki eleştirilen kelimeyi Arapça karşılığı ile aktaracağız. Bu söz konusu ayetin hem ilk kısmına hem de ikinci kısmına yönelik farklı eleştiriler mevcut olduğu için biz bu cevapta yalnızca ikinci kısma odaklanacağız. (1. kısım başka paylaşımda ele alınacaktır)

ayetin (2. kısmının) meali:

''Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve nihayet onları ''darb'' edin. '' (Nisa suresi 34. ayet)

Bu ayetteki darb edin kelimesi birçok mealde ''dövün/vurun'' diye geçmektedir. Bunun doğru bir çeviri olup olmadığını gelin berabar analiz edelim. Öncelikle eski arapça sözlüklerinde bu kelimenin hangi anlamlara sahip olduğuna ve Kuran'da bu kelime hangi anlamlarda kullanıldığına bakalım.

-Sözlüklerdeki anlamları:

Ayette çoğu zaman vurun diye çevirilen kelimenin Arapça karşılığı ''vedribuhunne''dir ve bu kelimenin arapça kökü ''darabe'' (D-R-B) fiilidir. Ünlü alman dil bilimcisi Hans Wehr'in Arapça sözlüğünde bu kelimenin şu anlamları yer almaktadır:



Türkçe karşılıkları: dövmek, vurmak, ateş etmek , çalmak/vurmak (çalgı aletini), dokunmak/tıklamak, (akrep) sokması, zorlamak, ayrılmak , terk etmek , yüz çevirmek , başka yere gitmek.[1]

Lisanu'l Arab gibi eski ve en iyi klasik Arapça sözlüklerden biri olarak bilinen sözlükte ise bu kelimenin daha da çok anlamları mevcuttur. [2] Yani oldukça zengin bir kelimeyle karşı karşıyayız.

-Kuran'daki anlamları:

Darabe kelimesi Kuran'da tam 58 defa geçmektedir.  Geçen tüm anlamları ve yerleri için bkz[3]

Sözlük anlamları bunca çeşitlilik arz eden darabe kelimesinin Kuran’daki kullanımları da bu anlamların bir bölümünü içerecek şekildedir ve oldukça fazladır. Şu anlamlarda kullanıldığını görüyoruz:  

Örnek vermek,  isnad etmek,  itelen-dirmek,  perde koymak,  vazgeçmek,    salmak, sarkıtmak,  (yol) açmak, (yol) tutmak,  örtmek, (duvar) çekmek,  layık olmak, çarptırılmak, düşkünleştirmek, çarpmak, sert vurmak,  ölüm esnasında kafirlere eziyet etmek, vurmak, dokunmak,  vurup kırmak ve  yolculuğa çıkmak. [4]

Kuran'da da bu kelimenin farklı anlamlarda kullanılmış olduğunu görmüş olduk. Dolayısıyla vurmak anlamını almak gibi bir zorunluğumuz yoktur. Bu kelimenin en çok kullanılan anlamı vurmak olmakla birlikte ayrılmak gibi anlamları da mevcuttur. Peki biz böyle bir durumda hangi anlamı seçeceğiz ? 

''Ali geçen gene çok attı'' gibi basit bir cümlede Alinin attığı şey yalan da olabilir gol da olabilir. Biz böyle bir durumda elbette metne göre anlam çıkarırız. O kitabın yazarının neyi kast etmiş olabileceğini anlamak için en sağlıklı yöntem o cümlenin geçtiği kısıma ve de kitabın geneline bakmaktır. 

Metnin bağlamına uyan bir anlam olduktan sonra uygun bir anlam seçmekte dil-bilimsel açıdan bir sakınca yoktur. Şimdi size Nisa suresinin 34. ayetine en uygun ve mantıklı anlamın ''ayrılmak'' olduğunu ve dövmek gibi bir anlamın neden tutarsız olduğunu birçok argümanla göstermek istiyoruz.  

1. Argüman:

Dövme anlamını vermedeki sorunlardan biri ''dövme'' eyleminin müteşabih (farklı yorumlanabilecek) bir hüküm olmasıdır. Hükümlerin müteşabih olması mantıklı değildir. Hükümde bir belirsizlik olamaz. İnsan vurun deyince ne anlamalı ki ? ne kadar ve nasıl soruları doğurur bu hüküm. Kadına tokat atmak da dövmektir kadını komalık yapmakta. Peki biz dövmekten ne anlayacağız ? Halbuki kurandaki başka cezalarda mutlak bir ölçü verilmiştir. Mesela Kur'an (herkesin görebileceği bir yerde) zina yapan kişiye yüz sopa vurun der. Eğer dövmek kast edilmiş olsaydı ''10 tane tokat vurun'' tarzı bir ifade geçmesi beklenmez miydi ?

2. Argüman: 
Dövme anlamını vermenin Kur'an geneline uymaması.

Ahzab suresinin 28. ayetinde şöyle yazıyor: ''Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: Eğer dünya hayatını ve süsünü istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de, sizi güzellikle salıvereyim.''

Görüldüğü gibi burda peygamberden (en yüksek otorite sahibi olmasına rağmen) itaat etmeyen eşlerini dövmesi, onlara vurması değil; onlardan ayrılması istenmektedir. Ve üstelik bunun da güzellikle yapılması isteniyor.
Yine bir başka ayette şöyle yazmaktadır: ''Boşama iki defadır. Bundan sonrası ya iyilikle tutmak ya da güzellikle salıvermektir.'' (Bakara suresi 229. ayet)

Bu ayetten de anlaşılacağı üzere hem boşanmama durumunda hem de boşanma durumunda bunun güzel bir şekilde yapılması şart koşuluyor. Bu da yine dövme düşüncesine terstir.

Bunun dışında genel anlamda eşlere iyi davranılması gerektiğini vurgulayan ayetler de vardır: 

''Ey inananlar, eşleriniz ve çocuklarınız size düşman olabilirler. Öyleyse onlardan sakının. Ama affeder, hoşgörülü davranır ve bağışlarsanız, elbette ALLAH da Bağışlayandır, Rahimdir.'' (Tegabun suresi 14. ayet)
"Kadınlarla iyi geçinin." (Nisâ suresi 19. ayet)

3. Argüman:

Yapılması gerekenler sıralamasındaki tutarsızlık. Darabe kelimesi ''dövmek'' şeklinde anlamlandırılınca konu, içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Çünkü ilk iki uygulama öğüt vermek ve yatakta ayrılmak olunca üçüncüsünün dayak olması anlaşılabilir bir şey değildir. 
Şimdi düşünelim! Eşler arasında geçimsizlik başlıyor ve daha sonra oturup konuşmalarına rağmen anlaşamıyorlar ve ayrı yaşamaya başlıyorlar. Şimdi, bundan sonra, sorunun çözümü için 3. ve son aşama, acaba ne olabilir? Erkeğin eve gelip karısını dövmesi mi; yoksa, anlaşamayan çiftin ayrılmaları mı? 

4. Argüman:

Ayrılmak manasının bir ayet sonrasıyla güzel bir uyum içerisinde olması 
Nisa 34'ten hemen bir sonraki ayet (Nisa 35) "Ve in hiftum şikaka beynihima..." yani "Şayet o ikisinin (karı-koca) arasının yarılmasından/açılmasından/ayrılmasından korkarsanız..." şeklinde başlamaktadır. Bu durum, bir önceki ayette bir ayrılıktan bahsedildiği görüşünü destekleyici niteliktedir. 

Peki ''dövün'' yorumunun kaynağı nedir ?
Biz bu konuyu sadece ''dövün diye bir şey yoktur'' diye geçiştirmektense kaynağını da vermek ve açıklamak istiyoruz.  Aklınıza muhtemelen ''Dövün diye yorumlayan onca islam alimi Arapça bilmiyor muydu?'' diye bir soru gelmiştir. Aslında dövün yorumunun temel kaynağı Arapça değildir. Birçok tefsirci ve mealci Kur'an merkezli bir yaklaşıma sahip olmadıkları için ayeti yorumlarken bazı rivayetlerdeki ''dövün'' emrini baz almışlardır. Ne yazık ki önce Kur'an sonra rivayetler gibi bir yaklaşıma gidilmemiştir. Yukardaki açıklamamızda da görmüş olduğunuz gibi Kuran'dan ''dövün'' gibi bir yorum asla çıkmamaktadır.

 "Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz'' diye bir rivayet vardır. Bu rivayet ne Kur'an ile ne de diğer hadislerle kesinlikle uyuşmamaktadır ve asla peygamberin ağzından çıkmış olamaz. Bu rivayet doğru varsayıldığı için bazıları tarafından nisa 34'teki kelime seçimi ona göre yapılıyor.

Böyle bir rivayeti doğru diye kabul etmek bizi içinden çıkılmaz bir duruma sokacaktır çünkü söz konusu rivayet hem Kur'an ile çelişkiye yol açacaktır hem de şu hadislerle:

"Karılarını dövenler hayırlılarınız değildir. Akşam bir yatağı paylaşacağınız eşlerinizi nasıl hayvanlar gibi dövebiliyorsunuz?!."[5]

''Resûlullah hiçbir hizmetçisini ve hiçbir hanımını dövmemiştir'' [6]

5. Argüman:

Hafifce dövmenin anlamsızlığı.

Gelenekte çoğu alim tarafından bu ayet dayak anlamında değil de hafifce vurmak anlamında yorumlanmıştır. Bu hafifce vurmanın yine iki temeli vardır. Biri Arapçada dayak için alternatif ve daha iyi kelimeler varken o kelimelerin kullanılmaması. Mesela Kuran'da darabe kelimesi Hz. Musanın asasını denize dokundurması anlamında da kullanılmaktadır. Burdan bunun zaten sert vurma olamayacağı yorumuna gitmek mümkündür. Bir başka temeli de yine rivayetlere dayanmaktadır. Darabe kelimesinin ibni abbas tarafından peygambere sorulduğu ve bunun sanki bir misvakla vurmak gibi olduğu rivayet edilir.[7]

Peki şimdi sorabiliriz. Bu nerdeyse sembolik olan vurmanın ne gibi bir anlamı olabilir ki ? Zaten geçinemeyen eşlerin birbirinden ayrılması mı daha iyi bir açıklamadır yoksa kocasının eşine hafifce dokunması mı ?

Sonuç
İslam'da kadınların dövülmesi diye bir şey kesinlikle yoktur. Nisa suresinin 34. ayetinde genelde ''vurun'' diye yorumlanan darabe fiiline vurma anlamı verilemeyeceğini birçok argümanla gösterdik. Biz bu cevapta aklı veya mantığı değil de öncelikle metni merkeze aldık. Kuran'ı sırf birilerine güzel göstermek için herhangi bir çarpıtmaya gitmedik. 

''Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun ayetlerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için işaretler vardır.'' (Rum suresi 21. ayet)

Kaynaklar

[1] The Hans Wehr Dictionary of Modern Written Arabic, 4. baskı , sayfa 629

[2] Klasik Arapça sözlüğü: İbni Mansur, Lisanu'l Arab (1280), sayfa 2565

ayrıca bkz: İbn Fâris, Mücmelü’l-Lüğa, II, 577; Mu‘cemu Mekâyîsi’l-Lüğa, Beyrut, 2001, 589-
590; Ezherî, age., III, 2102-2106; Cevherî, Sıhâh, II, 8-10; Râzî, Tefsîru Ğarîbi’l-
Kur’ân, s. 110-111.

[4] Prof. Dr. Mehmet okuyan, Kadına Yönelik Şiddete Kur'ân'ın Bakışı. s. 120-121 :

[5] İbn Mâce- nikâh 51; Dârimî, nikâh 34; Beyhakî, es-Sünenü’I-kübrâ, VII, 305.  Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 8/285.

[6] age., 51; Müsned, 6: 232.

[7] Ebu Davud, Nikah, 42

2 yorum:

  1. Hocam iyi, hoş, güzel de ayetin son cümlesi yani " Bundan sonra eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah Âli’dir (yücedir), Kebîr'dir (büyüktür)." işi karıştırmakta, yani boşanmış bir kadın niye ve ne nedenle eski kocasına itaat eder ki ? Ki bence bu ayetteki son cümledeki "aleyhinde bir hüküm vermeyin" boşanma anlamı taşıyor. Yani, önce öğüt ver, sonra yatakta yalnız bırak, son olarak döv, şayet ki bu da işe yaramadı boşa gibi bir anlam çıkardım. Düşünceniz nedir ?

    YanıtlaSil
  2. Rabbimiz erkeğin kadına karşı koruyucu davranmasını emretmiş bu yaradılış gereğince böyle.Çünkü bu kadının yükümlülüklerinin azaltılması için erkeğin zulmetmesi için değil.Daha Ayetin başında erkeklerin kadınlara koruyucu olması emredilmiş.Koruyucu kelimesi kavvamedir Arapçada ve Allah’ın sıfatlarından biridir kayyum kelimesinden gelir.Koruyup gözeten bir Allah’ın dayak atıp vurabileceğini düşünüyor musunuz?Böyle bir koruyucu hayal edebiliyor musunuz?iyi kadınlar erkeğe itaatkardir de demiyor.(Gerçekten iyi kadınlar Allah’a karşı itaatkardir.)Çünkü Allah’a karşı itaatkar olan kadınlar aldatmazlar ve kocaları yokken kötü işler yapmazlar.Başkaldırmasından ‘korktuğunuz’ kadınlar yani korkmak ne demek burda? Yani erkek kadını kaybetmekten korkuyor.Yanii kadındaki bir başkaldırıdan şüpheleniyor ama bu sadece bir his.Bu arada Hıftum yerine Tehafune demesi korktun değil korkmaya devam ediyorsun demek yani gittikçe daha çok şüpheleniyor.İşte Allah o zaman ''onlara öğüt verin'' buyuruyor.Mesela kadın gece dışarı çıkıyor ve nereye gittiği belli değil.Yani öğüt ver diyor. Baktın ki olmadı tavsiyelerine öğütlerine karşı şüpheli hareketlerine devam ediyor o zaman diyor ki ayette ''onları yatakta yalnız bırakın'' onlarla yatmayın diyor bir şeylerden şüpheleniyor ve adam doğal olarak yatmak istemiyor çünkü korkusu artıyor ve en kötüsü en sonunda kadını suçüstü yakalıyor.Yani kadını başka bir adamla görüyor ve o anda adam aklını kaybediyor.Ve ona vuruyor.Bu arada müslüman demeyelim hatta evli bile olmasın. o anda kadını başka bir adamla görüyor ve o anda naptın sen diye kadını itekliyor mesela ve bu çok doğal bir davranış öyle değil mi? Daha sonra bu alışılmadık durumda Allah sana izin veriyorum diyor bu hafifçe vurma konusunda yani seni bundan sorumlu tutmayacağım diyor Allah.Eğer itaat ederlerse diyor yani eğer kadın yaptığından pişman olursa belki çocukları var yada aralarında hala bir aşk var mesela ve bu olayı unutmak istiyorlar o zaman aleyhine başka bir yol aramayın diyor ayette.Yani erkek bunu kadına sürekli hatırlatmasın bunu unutsun erkek diyor.Mesela tartışma esnasında erkek kadına sen bunu yapmıştın gibi imalarda hatırlatmalarda bulunmasın.Her insan hata yapar bunun kadını erkeği yoktur.Az önce verdiğim örnekte kadında erkeği itebilir.Bu ayete dayanılarak erkeklerin kadınları dövebileceği iddia ediliyor ama hakikat bu.

    YanıtlaSil